Afyonkarahisar, tarihi dokusu, şifalı kaplıcaları ve enfes mutfağıyla Türkiye’nin gizli hazinelerinden biri. Burada, antik kalıntılar arasında yürüyüp tarihin derinliklerine inebilir, termal suların rahatlatıcı etkisiyle yenilenebilir ve lezzetli yemeklerin tadını çıkarabilirsiniz. Kurtuluş Savaşı’nda önemli bir yere sahip olan Afyonkarahisar, tarih meraklıları için de cazip bir destinasyon.
Bu yazımızda Afyonkarahisar’ın mutlaka görülmesi gereken yerlerini, kültürel zenginliklerini ve tarihi anıtlarını tanıtacağız. İster tarihin izinde bir yolculuğa çıkmak, ister doğayla iç içe huzurlu bir tatil yapmak isteyin, Afyonkarahisar size aradığınız her şeyi sunuyor.
Hazırsanız, bu harika şehri birlikte keşfetmeye başlayalım!
Başkomutan Tarihi Milli Parkı
Başkomutan Tarihi Milli Parkı, Türk Kurtuluş Savaşı’nın en kritik evrelerinden biri olan Büyük Taarruz ve Başkomandanlık Meydan Muharebesi’nin yaşandığı yer olarak, Türk tarihindeki en önemli dönüm noktalarından birini temsil eder. Afyonkarahisar, Kütahya ve Uşak illerini kapsayan bu geniş alanda, ziyaretçiler tarihin bu önemli anlarını adeta yeniden yaşayabilirler.
Milli park, Büyük Taarruz’un 26-30 Ağustos 1922 tarihleri arasında gerçekleştiği topraklarda, o döneme ait savaş alanlarını, anıtları ve şehitlikleri korumak, aynı zamanda bu önemli tarihi olayları anlatmak, öğretmek ve gelecek nesillere aktarmak amacıyla kurulmuştur. Park, Mustafa Kemal Atatürk’ün “Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri!” emrini verdiği Kocatepe’den başlayarak, birçok stratejik noktayı kapsar.
Parkın Öne Çıkan Yapıları ve Anıtları
- Kocatepe Atatürk Anıtı ve Kitabesi: Kocatepe, Büyük Taarruz’un başlangıç noktasıdır ve burada yer alan anıt, Mustafa Kemal Atatürk’ün bu tarihi emri verdiği yeri işaret eder. Bu anıt aynı zamanda, parkın en çok ziyaret edilen noktalarından biridir. Anıt, Atatürk’ün ve onun liderliğindeki Türk ordusunun gücünü ve kararlılığını temsil eden dinamik ve etkileyici bir heykel grubundan oluşur. Heykel, Atatürk’ü cephede, elinde dürbün ile düşmanı izlerken gösterir, bu da onun liderlik vasıflarını ve savaş sırasındaki aktif rolünü vurgular. Anıtın kaidesinde yer alan kitabe, Atatürk’ün savaş sırasında söylediği ve milleti cesaretlendiren sözlerini içerir. Bu sözler, ziyaretçilere o dönemin ruhunu hissettirir ve Türk milletinin bağımsızlık yolundaki kararlılığını yansıtır.
- Büyük Taarruz Şehitliği Ve Mustafa Kemal Atatürk Anıtı: Büyük Taarruz Şehitliği, 2425 şehidin anısına inşa edilmiş bir yapıdır. Anıt alanı, şehitlerin ruhuna saygı duruşunda bulunulan kutsal bir mekan olarak tasarlanmıştır. Şehitliğin içinde, şehit askerlerin adlarının yazılı olduğu mermer mezar taşları bulunur. Ayrıca, anıtın tasarımında Mustafa Kemal Atatürk’ün bir heykeli de yer alır, bu heykel Atatürk’ün liderliğini ve Türk milletinin azmini temsil eder.
- Şehitlikler ve Anıtlar: Park, Çiğiltepe, Tınaztepe ve Dumlupınar Şehitlikleri gibi birçok önemli şehitliği barındırır. Her bir şehitlik, Kurtuluş Savaşı sırasında canlarını feda eden askerlerin anısına saygı duruşunda bulunulan kutsal yerlerdir.
- Zafer Müzesi ve Dumlupınar Müzesi: Bu müzeler, savaşta kullanılan silahlar, giysiler, haritalar ve döneme ait fotoğraflar gibi birçok tarihi eseri sergiler. Müzeler, ziyaretçilere dönemin zorluklarını ve Türk milletinin bağımsızlık mücadelesini daha iyi anlama fırsatı sunar.
Başkomutan Tarihi Milli Parkı’nda her yıl 25-30 Ağustos tarihleri arasında düzenlenen Zafer Haftası Kutlamaları, bu tarihi zaferin anısını canlı tutmakta ve geniş katılımlı etkinliklerle ziyaretçileri tarihe tanıklık etmeye davet etmektedir. Özellikle, 25 Ağustos’u 26 Ağustos’a bağlayan gece yapılan Zafer Yürüyüşü, parkın en etkileyici etkinliklerinden biridir.
Başkomutan Tarihi Milli Parkı, Türkiye’nin bağımsızlık mücadelesinin en önemli olaylarından birine tanıklık eden bir bölge olarak, her Türk vatandaşı ve tarih meraklısı için mutlaka ziyaret edilmesi gereken bir yerdir.
Afyonkarahisar Kalesi
Afyonkarahisar’ın siluetine damgasını vuran Afyonkarahisar Kalesi, şehrin merkezinde yükselen volkanik bir tepe üzerinde kurulu, adeta zamana meydan okuyan bir yapı. Tarihin farklı dönemlerinden izler taşıyan bu görkemli kale, ziyaretçilerini binlerce yıl öncesine götürüyor ve şehrin panoramik manzarasını ayaklarınızın altına seriyor.
Afyonkarahisar Kalesi’nin tarihi, Hititler dönemine kadar uzanıyor. MÖ 1350 yılında Hitit Kralı II. Murşil tarafından yaptırılan kale, o dönemde Hapanuva adıyla anılıyordu. Daha sonra sırasıyla Frigler, Lidyalılar, Persler, Romalılar, Bizanslılar, Selçuklular ve Osmanlılar tarafından kullanılan kale, her dönemde stratejik önemini korumuş.
Kale, zamanla farklı medeniyetlerin izlerini taşır hale gelmiş. Surları, içindeki su sarnıçları ve ibadet yerleri, kale içerisindeki önemli yapılar arasında yer alır. Kalenin zirvesinde M.Ö. 1200-700 yılları arasında Frigler dönemine ait Ana Tanrıça Kybele’ye adanmış tapınaklar ve dört büyük sarnıç bulunur. Bu sarnıçlar, kalenin su ihtiyacını karşılamak amacıyla yapılmış.
Kaleye ulaşmak için 550 basamaklı dik bir merdiveni tırmanmanız gerekiyor. Ancak zirveye ulaştığınızda, tüm yorgunluğunuzu unutturacak bir manzarayla karşılaşıyorsunuz. Afyonkarahisar ovası, Frig Vadisi ve çevredeki dağlar, kalenin tepesinden adeta bir tablo gibi görünüyor.
Kalenin içinde, farklı dönemlere ait kalıntılar bulunuyor. Hititlerden kalma surlar, Bizanslılardan kalma sarnıçlar ve Osmanlılardan kalma toplar, kalenin zengin tarihini gözler önüne seriyor. Kalenin zirvesinde yer alan Ulu Camii ve Selçuklu Hamamı ise ziyaretçilerin ilgisini çeken diğer yapılar arasında.
Afyonkarahisar Kalesi’ne ulaşım oldukça kolay. Şehir merkezinde yer alan kaleye, yürüyerek veya araçla ulaşabilirsiniz. Kaleye giriş ücretsiz ve günün her saati açık. Ancak, kaleyi ziyaret etmek için en uygun zamanlar, sabah erken saatler veya akşam üzeri. Bu saatlerde hem kalabalıktan kaçınabilir hem de gün doğumu veya gün batımının eşsiz manzarasının tadını çıkarabilirsiniz.
Afyonkarahisar Kalesi, sadece bir tarihi eser değil, aynı zamanda şehrin simgesi ve gurur kaynağı. Siz de bu tarihi kaleyi ziyaret ederek, Afyonkarahisar’ın tarihine tanıklık edebilir ve unutulmaz bir deneyim yaşayabilirsiniz.
Afyonkarahisar Ulu Camii: Anadolu Selçuklu’nun Ahşap Direkli Şaheseri
Afyonkarahisar’ın tarihi dokusunun kalbinde, Afyon Kalesi’nin eteklerinde yükselen Ulu Camii, Anadolu Selçuklu mimarisinin en nadide örneklerinden biri. 13. yüzyılda inşa edilen bu ahşap direkli cami, 40 adet ahşap sütunu ve zarif işlemeleriyle ziyaretçilerini adeta büyülüyor. Anadolu Selçuklu mimarisinin nadide örneklerinden biri olan Ulu Camii, aynı zamanda “Kırk Direkli Cami” olarak da bilinir. 2023 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne giren Ulu Camii, tarihin ve inancın buluştuğu bir nokta olarak öne çıkıyor.
Afyon Ulu Cami, Anadolu Selçukluları döneminde 1272-1277 yılları arasında Sancakbeyi Nusretiddun Hasan tarafından Mimar Emir Hacı Bey’e yaptırılmış. Anadolu’nun Moğol hakimiyeti altında olduğu bu dönemde, şehrin en eski yerleşim birimlerinden olan Hıdırlık Tepesi ile Afyonkarahisar Kalesi’nin arasındaki derin vadiye inşa edilmiş. Cami, zaman içinde çeşitli onarımlar geçirmiş olsa da, orijinal mimari özelliklerini büyük ölçüde korumuş.
Ulu Camii, diğer camilerden farklı olarak ahşap direkli yapısıyla dikkat çekiyor. Caminin iç mekanı, 40 adet ahşap sütun tarafından desteklenen geniş bir alana sahip. Sütunların üzerindeki ahşap işlemeler, Selçuklu sanatının inceliğini ve zarafetini yansıtıyor. Caminin mihrabı ve minberi de Selçuklu döneminin ahşap işçiliğinin en güzel örneklerinden.
Caminin en dikkat çekici özelliklerinden biri de minaresi. Caminin beden duvarına bitişik olarak inşa edilen minare, Anadolu Selçuklu dönemi minare mimarisinin önemli bir örneği. Tuğla ve çini işlemeleriyle süslü minare, caminin estetik değerini daha da artırıyor.
Afyonkarahisar Ulu Camii, sadece bir ibadethane değil, aynı zamanda Anadolu Selçuklu mimarisinin en önemli örneklerinden biri. Günümüzde de hala aktif olarak kullanılan Ulu Camii, hem ibadet yeri olarak hem de tarihi bir eser olarak büyük ilgi görüyor. Eğer siz de tarihin ve inancın izlerini sürmek isterseniz, Ulu Camii’yi mutlaka ziyaret etmelisiniz.
Utku (Zafer) Anıtı
Afyonkarahisar’ın merkezinde, Anıtpark içinde yer alan Utku (Zafer) Anıtı, Kurtuluş Savaşı’nın ve Büyük Taarruz’un anısını yaşatmak amacıyla inşa edilmiştir. 24 Mart 1936 tarihinde dönemin başbakanı İsmet İnönü tarafından açılan anıt, Avusturyalı heykeltıraş Heinrich Krippel tarafından yapılmıştır. Anıt, şehrin Yunan işgalinden kurtarılışını ve Türk milletinin bağımsızlık mücadelesini simgeliyor.
Utku Anıtı’nın kaidesi Afyonkarahisar taşı olarak bilinen trakitten yapılmış, oldukça büyük ve kübik bir kayaçtan oluşur. Anıtın üzerinde, tunçtan yapılmış iki erkek heykeli bulunur. Bu heykellerden ayakta olan figür, Türk askerini; yerde yatan figür ise işgalci düşman askerini temsil eder. Kaidenin etrafında yer alan tunç kabartmalar, Kurtuluş Savaşı’nın önemli sahnelerini betimler: Atatürk’ün sol profilden bir portresi, Türk askerinin taşıdığı sancağı öpen halk, Atatürk, İsmet İnönü ve Fevzi Çakmak’ın harita üzerinde yaptığı planlamalar ve Türk askerinin süngü saldırısı gibi detaylar bulunur.
Mustafa Kemal Atatürk, 6 Kasım 1937’de Afyonkarahisar’ı ziyareti sırasında anıtı incelemiş ve “Büyük utkuyu en iyi anlatan anıt” olarak nitelendirmiş. Anıtın arkasında görünen Afyonkarahisar Kalesi, bu tarihi yapının güzelliğine katkıda bulunur ve ziyaretçilere muhteşem bir manzara sunar.
Utku Anıtı, tarihi ve kültürel değeriyle, hem Afyonkarahisar halkı için hem de Türkiye’nin milli mücadelesini anımsamak isteyen herkes için büyük bir anlam taşır. Bu anıtı ziyaret ederek, Kurtuluş Savaşı’nın zafer anısını yakından hissedebilir ve Türk milletinin bağımsızlık mücadelesine tanıklık edebilirsiniz.
Göynüş Vadisi
Afyonkarahisar’ın İhsaniye ilçesinin, Kayıhan beldesinde yer alan Göynüş Vadisi, tarih ve doğanın büyüleyici bir karışımını sunuyor. Bu eşsiz vadi, antik Frig uygarlığının izlerini taşıyan kaya mezarları, anıtlar ve yerleşim kalıntılarıyla dolu. Aynı zamanda volkanik tüf kayaların oluşturduğu peri bacaları, doğal güzellikleriyle ziyaretçilerini kendine hayran bırakıyor.
Göynüş Vadisi’ne ulaşım, Afyonkarahisar şehir merkezinden kalkan minibüslerle veya özel araçla sağlanabilir. Göynüş Vadisi, Afyonkarahisar şehir merkezine 35 km uzaklıkta bulunuyor.
Göynüş Vadisi, Frigler’in önemli yerleşim yerlerinden biriydi. Vadideki kaya mezarları, anıtlar ve yerleşim kalıntıları, Friglerin yaşam tarzı, inançları ve sanat anlayışı hakkında önemli ipuçları sunuyor. Vadideki en dikkat çekici yapılar arasında, Aslantaş, Yılantaş, Maltaş ve Göynüş Kalesi yer alıyor.
- Aslantaş: Göynüş Vadisi’nin en dikkat çekici yapılarından biri Aslantaş’tır. M.Ö. 7. yüzyıla tarihlenen bu anıt mezar, kayalara oyulmuş iki büyük aslan kabartması ile ünlüdür. Aslan, Frigler için güç ve kudreti temsil ediyordu. Aslanlar, mezar odasının girişini korurcasına dikilmiş ve ayakları altında birer yavru aslan ile hayat ağacını andıran bir motif bulunur. Aslantaş, Frigya’nın mezar mimarisinin en görkemli örneklerinden.
- Yılantaş: Aslantaş’ın hemen batısında yer alan Yılantaş, benzer bir kaya mezar yapısıdır. Ancak bu anıt, parçalanmış ve orijinal formunu büyük ölçüde yitirmiştir. Yine de, kapısındaki Medusa başlı yılan kabartması ile iki yanında mızraklı savaşçı figürleri dikkat çekicidir. Bu mezar, M.Ö. 700 yıllarına tarihlenmektedir ve dönemin sanatsal detaylarını yansıtır. Yılan, Frigler için bereket ve yeniden doğuşu simgeliyordu.
- Maltaş: Göynüş Vadisi’nde yer alan diğer önemli bir anıt ise Maltaş’tır. Maltaş Anıtı, Göynüş Vadisi’nin en büyük ve en etkileyici anıtlarından biri. Üçgen çatılı bir tapınak cephesine sahip olan Maltaş, M.Ö. 7. yüzyılda inşa edilmiştir. Tapınağın girişinde mihrap ve dikey yazıtlar bulunur. Bu anıt, Frigya’nın dini yapılarının bir örneği olarak öne çıkar ve döneminin inanç sistemini yansıtır.
- Göynüş Kalesi: Vadiyi korumak amacıyla inşa edilen Göynüş Kalesi, Frigler’in askeri gücünü ve savunma stratejilerini yansıtır. Vadinin merkezinde yükselen Göynüş Kalesi, tarihi kalıntıları ile dikkat çeker. Kalenin üzerinde yer alan aslan kabartmaları ve kale içindeki diğer yapılar, Frigya’nın savunma mimarisini gözler önüne serer. Kalenin çok katlı ve çok odalı yapısı, sarnıçları ile birlikte stratejik bir öneme sahipti.
Göynüş Vadisi, sadece tarihi kalıntılarıyla değil, aynı zamanda doğal güzellikleriyle de büyüleyici bir yer. Vadide, rüzgar ve suyun etkisiyle oluşmuş kaya oluşumları (peri bacaları) arasında yürüyüş yapmak, doğanın gücünü ve yaratıcılığını hissetmek için harika bir fırsat.
Ayazini Ören Yeri
Afyonkarahisar’ın İhsaniye ilçesinin, Ayazini beldesinde yer alan Ayazini Ören Yeri, Frig Vadisi’nin en önemli yerleşim alanlarından biridir. Bu bölge, Frigler döneminden Bizans’a kadar uzanan geniş bir tarihi ve kültürel zenginliği barındırıyor. Ayazini, doğal yapısıyla ve tarihi kalıntılarıyla ziyaretçilerini adeta geçmişe bir yolculuğa çıkarıyor.
Ayazini Ören Yeri, Afyonkarahisar şehir merkezine 32 km uzaklıkta bulunuyor. Ulaşım şehir merkezinden kalkan minibüslerle veya özel araçla sağlanabilir.
- Ayazini Kaya Kilisesi: Ayazini Kaya Kilisesi, tüf kayalık içine oyulmuş apsisli ve kubbeli yapısıyla öne çıkıyor. Bu kilise, 9. yüzyılda inşa edilmiş ve çevresinde yer alan kaya odaları ile birlikte manastır kompleksini oluşturuyor. Kilisenin içinde, nişler, mezarlar ve çeşitli oyma figürler bulunuyor. Bu figürler, Friglerin dini inançları ve mitolojisi hakkında önemli ipuçları veriyor. Kilisenin giriş kapısının üzerinde yer alan kabartma, bir aslan figürü ve güneş sembolü ile dikkat çekiyor. Aslan, Frigler için güç ve kudreti simgeliyordu. Güneş sembolü ise, Friglerin güneş tanrısı Attis’e olan inançlarını yansıtıyor.
Kilise, Hristiyanlık döneminde de kullanılmış ve içindeki bazı oyma figürler, Hristiyanlık dönemine ait semboller içeriyor. Farklı inançların izlerini de taşıyan bu kilise, gizemli atmosferi ve etkileyici yapısıyla ziyaretçilerini kendine hayran bırakıyor. - Ayazini Kaya Evleri: Ayazini Kaya Evleri, bölgenin en dikkat çekici özelliklerinden biridir. Bu evler, tüf kayalıklara oyulmuş, Frigler döneminden itibaren kullanılmıştır. Kaya evleri, Friglerin mimari anlayışı ve yaşam tarzı hakkında önemli bilgiler veriyor. Evlerin çoğu çift katlıdır. Alt katlar genellikle depo veya ahır olarak kullanılmıştır. Üst katlar ise yaşam alanı olarak tasarlanmıştır. Kaya evlerinin iç mekanları, doğal klima etkisi yaratarak yazın serin, kışın ise sıcak kalmaktadır.
- Ayazini Kaya Mezarları: Ören yerinde bulunan kaya mezarları, Frigler’in ölümden sonraki yaşama olan inançlarını yansıtıyor. Mezarlar, genellikle kayaların içine oyulmuş odacıklardan oluşuyor. Bu odacıklarda, ölülerin eşyaları ve hediyeleri de bulunuyor. Mezarların girişlerinde yer alan kabartmalar ise, ölen kişinin sosyal statüsü ve mesleği hakkında bilgiler veriyor.
- Avdalas Kalesi: Ayazini Ören Yeri’nin bir diğer önemli yapısı ise Avdalas Kalesi. Tüf kayalara oyulmuş bu kale, çok katlı ve çok odalı bir yapıya sahip. Kalenin içinde sarnıçlar da bulunuyor. Kale, Frigler tarafından savunma amaçlı kullanılmış ve zaman içinde farklı medeniyetler tarafından da kullanılmış.
Ayazini Ören Yeri’ni ziyaret ederken, rahat yürüyüş ayakkabıları giymenizi ve yanınıza su almanızı öneririz. Bölge, yılın her dönemi ziyaret edilebilir, ancak ilkbahar ve sonbahar ayları, havanın daha serin olduğu ve doğanın canlandığı zamanlar, ziyaret için en ideal dönemlerdir. Bu gizemli ören yerini ziyaret ederek, Frigler’in izlerini sürebilir ve farklı yapıları keşfederek antik dönemin yaşam tarzına tanıklık edebilirsiniz.
Afyonkarahisar Müzesi
Afyonkarahisar’ın merkezinde, Kurtuluş Caddesi üzerinde yer alan Afyonkarahisar Müzesi, bölgenin tarihine ve kültürel mirasına ışık tutan önemli bir müzedir. 1933 yılında kurulan ve 1971 yılında bugünkü modern binasına taşınan müze, 2023 yılında yenilenerek daha geniş ve modern bir hale getirilmiştir.
Afyonkarahisar Müzesi, Cumhuriyet’in ilk yıllarında Asar-ı Atika Muhipleri Cemiyeti’nin çabalarıyla Taş Medrese’de kurulan bir müze deposu olarak başlamıştır. 1933 yılında Müze Müdürlüğü’ne dönüştürülen müze, 1971 yılında bugünkü binasına taşınmıştır. Müze, geniş koleksiyonu ile ziyaretçilerini tarihin derinliklerine doğru bir yolculuğa çıkarır.
Müze, beş katlı modern bir binada yer alıyor ve her katında farklı dönemlere ait eserler sergilenmektedir. Müzenin sergi salonları, kronolojik olarak düzenlenmiş olup, Kalkolitik, Tunç, Hitit, Frig, Lidya, Pers, Hellenistik, Roma, Bizans, Selçuklu, Osmanlı ve Erken Cumhuriyet dönemlerine ait eserleri içeriyor.. Bu eserler arasında heykeller, lahitler, mozaikler, çömlekler ve sikkeler var.
Afyonkarahisar Müzesi’nin dikkat çekici eserleri arasında Apameia Lahti, Figürin Başlı Testi, Artemis Heykelciği ve Synnada Sikkesi bulunmaktadır. Apameia Lahti, MS 2. yüzyıla ait olup, ince işçiliği ile dikkat çeker. Figürin Başlı Testi, Erken Tunç Çağı’na ait nadir törensel kaplardan biridir. Artemis Heykelciği, Roma dönemine ait olup kaide üzerinde adak yazıtı bulunur. Synnada Sikkesi ise MÖ 133 sonrasına ait olup, ön yüzde Zeus’un başı, arka yüzde ise Dioskur başlıkları tasvir edilmiştir.
Afyonkarahisar Müzesi’nde, yurt dışından iadesi sağlanan Kybele Heykeli ve Tatarlı Tümülüsü eserleri de sergilenmektedir. Ayrıca, müzede Milli Mücadele yıllarına ait eserler, canlandırmalar ve interaktif sistemler aracılığıyla sanatseverlerle buluşturulmaktadır. Müze, görme engelliler için sesli betimlemeyle engelsiz müze olarak tasarlanmış olup, öğrencilere yönelik eğitim aktiviteleri de planlanmıştır.
Bu modern ve kapsamlı müzeyi ziyaret ettiğinizde, Afyonkarahisar ve çevresinin binlerce yıllık geçmişine tanıklık edecek, antik dönemlerden Osmanlı İmparatorluğu’na kadar uzanan büyüleyici bir yolculuğa çıkacaksınız. Afyonkarahisar Müzesi, tarih ve sanatseverler için mutlaka görülmesi gereken bir duraktır.
Sultan Divani Mevlevihanesi Müzesi
Afyonkarahisar’ın tarihi dokusu içinde, manevi bir yolculuğa davet eden Sultan Divani Mevlevihanesi Müzesi, 800 yıllık geçmişiyle ziyaretçilerini büyülüyor. Şehrin kalbinde yer alan bu müze, Mevlevilik kültürünü ve geleneklerini yakından tanımak isteyenler için eşsiz bir deneyim sunuyor.
Sultan Divani Mevlevihanesi, 13. yüzyılda Anadolu Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat tarafından yaptırılmış ve Mevlana’nın oğlu Sultan Veled’in torunu Ulu Arif Çelebi tarafından dergah olarak kurulmuş. Zaman içinde çeşitli onarımlar ve eklemeler geçiren yapı, 1925 yılında çıkarılan Tekke ve Zaviyeler Kanunu ile kapatılmış. 2008 yılında ise müze olarak ziyarete açılmış.
Müze, semahane, derviş odaları, matbah, hâmûşân (mezarlık) ve şadırvandan oluşuyor. Semahane, Mevlevi ayinlerinin yapıldığı geniş ve kubbeli bir mekan. Derviş odaları, Mevlevi dervişlerinin kaldığı ve ibadet ettiği hücreler. Matbah, yemeklerin hazırlandığı mutfak bölümü. Hâmûşân, Mevlevi şeyhlerinin ve dervişlerinin mezarlarının bulunduğu bölüm. Şadırvan ise abdest almak için kullanılan bir yapı.
Sultan Divani Mevlevihanesi Müzesi’ni ziyaret ettiğinizde, sadece tarihi bir mekanı gezmekle kalmayacak, aynı zamanda Mevlevilik kültürünü ve felsefesini yakından tanıma fırsatı bulacaksınız. Müzede sergilenen eserler, Mevlevi dervişlerinin kullandığı kıyafetler, müzik aletleri ve el yazmaları gibi birçok değerli objeyi içeriyor. Ayrıca, müzede düzenlenen sema gösterileriyle, Mevlevi ayinlerini canlı olarak izleme şansına da sahip olabilirsiniz.
Sultan Divani Mevlevihanesi Müzesi, hem tarihi hem de manevi bir yolculuğa çıkmak isteyenler için eşsiz bir deneyim sunuyor. Siz de Mevlevilik kültürünü ve geleneklerini yakından tanımak, huzur dolu bir atmosferde zaman geçirmek istiyorsanız, bu müzeyi mutlaka ziyaret etmelisiniz.
Gedik Ahmet Paşa (İmaret) Cami
Gedik Ahmet Paşa Camii, Afyonkarahisar’ın tarihi dokusunu yansıtan en önemli yapılarından biridir. Bu cami, Osmanlı döneminin etkileyici mimari özelliklerini sergileyen ve şehrin kültürel mirasını taşıyan bir yapı olarak bilinir. 1472 yılında, Fatih Sultan Mehmet Han’ın sadrazamlarından Gedik Ahmet Paşa tarafından inşa ettirilen cami, zaman içinde çeşitli restorasyonlar geçirerek günümüze kadar ulaşmıştır.
Halk arasında daha çok “İmaret Camii” olarak bilinen bu cami, külliye şeklinde inşa edilmiş ve yoksullara yardım amacıyla kurulan bir imaret olarak da hizmet vermiştir. Külliye içinde cami, hamam ve medrese bulunmaktadır.
Cami, Mimar Ayaz Ağa tarafından tasarlanmış ve Osmanlı mimarisinin karakteristik özelliklerini taşır. Yapının mimarisinde, Selçuklu etkilerini yansıtan mavi çinili, sarmal motifli tek şerefeli minaresi dikkat çeker. Caminin genel yapısı, ters “T” şeklinde düzenlenmiş çift kubbeli bir plana sahiptir, bu da dönemin mimari anlayışının özgün örneklerinden birini oluşturur.
Caminin iç mekanı, sade ve huzurlu bir atmosfere sahip. Mihrabı ve minberi, ahşap işçiliğinin güzel örneklerini sunuyor. Caminin iç duvarları ise kalem işleri ile süslenmiş. Caminin avlusunda yer alan şadırvan, akustik özellikleriyle dikkat çekiyor. Şadırvanın kubbesi altında konuşulanlar, karşı tarafta yankılanarak duyulabiliyor.
Gedik Ahmet Paşa Cami, sadece bir ibadethane değil, aynı zamanda bir külliyenin parçası. Caminin yanında yer alan hamam ve medrese, Osmanlı döneminin sosyal ve kültürel yaşantısına dair ipuçları veriyor. Medrese günümüzde müze olarak kullanılıyor ve ziyaretçilere tarihi bir yolculuk imkanı sunuyor. Caminin yanındaki İmaret Hamamı ise günümüzde hala işlevini sürdürmektedir.
Gedik Ahmet Paşa (İmaret) Cami, Afyonkarahisar’ın tarihi ve kültürel zenginliğini yansıtan önemli bir eser. Siz de bu tarihi camiyi ziyaret ederek, Osmanlı döneminin mimari ve sanatsal anlayışına tanıklık edebilirsiniz.
Atatürk Kültür ve Sanat Evi, Şuhut
Afyonkarahisar’ın Şuhut ilçesinde, tarih kokan sokakları arasında gizlenmiş bir mücevher: Atatürk Kültür ve Sanat Evi. 19. yüzyılda inşa edilen bu görkemli konak, Kurtuluş Savaşı sırasında Mustafa Kemal Atatürk’ün karargahı olarak kullanılmış ve tarihe tanıklık etmiş. Şimdi ise müze olarak ziyaretçilerini ağırlıyor ve o günlerin heyecanını yaşatıyor.
Atatürk Kültür ve Sanat Evi, aslında Hacıvelioğlu Konağı, olarak biliniyor. 1896-1897 yıllarında Şuhutlu Hacı Veli tarafından inşa edilen bu konak, dönemin sivil mimari özelliklerini yansıtır. Kurtuluş Savaşı sırasında, 26 Ağustos 1922’de başlayan Büyük Taarruz öncesinde Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları bu konakta karargah kurmuşlar. Atatürk, 26-30 Ağustos tarihleri arasında burada kalarak taarruz planlarını yapmış ve cephedeki komutanlara emirler vermiş. Bu nedenle konak, Kurtuluş Savaşı’nın en önemli dönüm noktalarından birine ev sahipliği yapmasıyla büyük bir tarihi öneme sahip.
Atatürk Kültür ve Sanat Evi’nde sergilenen tablolar, fotoğraflar ve belgeler, Kurtuluş Savaşı’nın destansı hikayesini gözler önüne serer. Müze olarak düzenlenen konakta, Atatürk’ün kullandığı oda başta olmak üzere, dönemin yaşam tarzını yansıtan eşyalar da sergileniyor. Ziyaretçiler, Atatürk’ün çalışma odasını ziyaret ederken o günleri hayal edebilir, kullandığı eşyalara dokunarak tarihe tanıklık edebilirler.
Taşhan: Tarihi Ticaret Merkezi
Afyonkarahisar’ın kalbinde, tarihi İpek Yolu üzerinde yer alan Taşhan, 17. yüzyıldan günümüze ulaşan görkemli bir kervansaray. Selçuklu ve Osmanlı mimarisinin izlerini taşıyan bu yapı, bir zamanlar kervanların konakladığı, ticaretin ve kültürün merkeziydi. Günümüzde ise restore edilerek çarşıya dönüştürülen Taşhan, ziyaretçilerine tarihi bir atmosferde alışveriş yapma imkanı sunuyor.
Taşhan, 17. yüzyılın ortalarında Kadı Abdullah Efendi tarafından kareye yakın planda ve iki katlı olarak yemenici esnafının da katkılarıyla yaptırılmıştır. Hoca Üveys Hanı olarak da bilinen bu han, Selçuklu dönemi taş külliyesine ait bir yapıdır. Avlulu ve kapalı kervansaray tipinde inşa edilen Taşhan, dönemin ticaret ve sosyal hayatının önemli bir merkezi olmuştur.
Taşhan, kare planı ile Anadolu Selçuklu dönemi mimarisinin tek örneğidir. Kemer kaburgaları, tonozlu geçişler ve ikinci kattaki revaklar, yapının mimari özelliklerini zenginleştirir. Ayrıca, yapının içindeki geometrik desenler ve süslemeler, ziyaretçilere dönemin estetik anlayışını sunar. Hanın içindeki dükkanlar ve ticaret alanları, geçmişteki ticaretin canlılığını yansıtır.
Taşhan’ın iç avlusu, çevresi revaklarla çevrili geniş bir alan. Bu avlu, bir zamanlar kervanların konakladığı, malların yüklendiği ve boşaltıldığı bir yerdi. Günümüzde ise avlu, çeşitli etkinliklere ev sahipliği yapıyor.
Taşhan’ın üst katında yer alan odalar, bir zamanlar kervancıların konakladığı yerlerdi. Günümüzde ise bu odalar, hediyelik eşya dükkanları, el işi atölyeleri, kafeler ve restoranlar olarak hizmet veriyor. Taşhan’da Afyonkarahisar’a özgü lokum, sucuk, kaymak ve diğer yöresel ürünleri bulabilirsiniz. Ayrıca, el dokuması halılar, kilimler, bakır eşyalar ve seramikler gibi el işi ürünler de Taşhan’da satılıyor.
Afyon Masal Dünyası Parkı
Afyonkarahisar’ın merkezinde, Kocatepe Parkı’nın içinde yer alan Afyon Masal Dünyası Parkı, çocukların hayal dünyasını süsleyen masal kahramanlarını gerçek dünyaya taşıyor. Rengarenk dekorları, eğlenceli aktiviteleri ve masalsı atmosferiyle park, hem çocuklar hem de yetişkinler için unutulmaz bir deneyim sunar.
Parkta, Pamuk Prenses, Keloğlan, Nasreddin Hoca, Külkedisi, Pinokyo, Rapunzel, Şirinler ve daha birçok masal kahramanının heykelleri ve evleri bulunuyor. Çocuklar, bu masal kahramanlarıyla tanışıp fotoğraf çektirebiliyor, onların evlerini ziyaret edebiliyor ve masal dünyasına adım atabiliyor.
Afyon Masal Dünyası Parkı, sadece masal kahramanlarıyla sınırlı değil. Parkta ayrıca çocuklar için oyun alanları, atlı karınca, çarpışan arabalar, gondol, tren ve daha birçok eğlenceli aktivite bulunuyor. Yetişkinler ise parkın içindeki kafelerde dinlenip çocuklarının eğlencesine ortak olabiliyor.
Afyon Masal Dünyası Parkı, sadece eğlenceli oyun alanlarıyla değil, aynı zamanda eğitici etkinliklerle de dikkat çeker. Park içinde düzenlenen masal okuma etkinlikleri, tiyatro gösterileri ve el sanatları atölyeleri, çocukların hem eğlenmelerini hem de öğrenmelerini sağlar. Ayrıca, parkta bulunan kütüphane ve okuma alanları, çocuklara kitap okuma alışkanlığı kazandırmayı amaçlar.
Parkın en ilgi çekici bölümlerinden biri de interaktif oyun alanlarıdır. Bu alanlarda, çocuklar hareketli ve eğlenceli oyunlar oynayarak enerjilerini atabilirler. Ayrıca, parkta bulunan minyatür tren, çocukların parkı gezerken keyifli bir yolculuk yapmalarını sağlar.
Siz de çocuğunuzla birlikte unutulmaz bir gün geçirmek istiyorsanız, Afyon Masal Dünyası Parkı’ını mutlaka ziyaret edeceğiniz yerler listesine eklemelisiniz.
Akarçay Kültür Parkı
Afyonkarahisar’ın merkezinde yer alan Akarçay Kültür Parkı, şehrin gürültüsünden ve kalabalığından uzaklaşmak isteyenler için huzurlu bir kaçış noktası sunuyor. Yemyeşil ağaçları, rengarenk çiçekleri, şırıl şırıl akan suyu ve çeşitli aktiviteleriyle Akarçay Kültür Parkı, hem Afyonkarahisarlıların hem de şehir dışından gelen ziyaretçilerin gözdesi.
Akarçay Kültür Parkı, 2009 yılında hizmete açılmış ve kısa sürede Afyonkarahisar’ın en popüler dinlenme ve eğlence alanlarından biri haline gelmiş. Park, Akarçay Nehri’nin kıyısında yer alıyor ve nehir boyunca uzanan yürüyüş parkurları, piknik alanları, çocuk oyun alanları, spor tesisleri, kafeler ve restoranlar gibi birçok farklı imkanı bünyesinde barındırıyor.
Parkın en dikkat çekici özelliklerinden biri, Akarçay Nehri üzerinde yer alan ve ziyaretçilere keyifli bir seyir imkanı sunan yapay şelale. Ayrıca, parkta düzenlenen konserler, festivaller ve diğer etkinlikler de Afyonkarahisarlıların sosyal hayatına renk katıyor.
Akarçay Kültür Parkı’na ulaşım oldukça kolay. Şehir merkezinde yer alan parka, toplu taşıma araçlarıyla veya özel araçla rahatlıkla ulaşabilirsiniz. Parkın girişinde herhangi bir ücret talep edilmiyor ve günün her saati ziyarete açık.
Eğer siz de Afyonkarahisar’da doğayla iç içe, huzurlu bir gün geçirmek isterseniz, Akarçay Kültür Parkı’nı mutlaka ziyaret etmelisiniz.
Akdağ Tabiat Parkı
Afyonkarahisar’ın Sandıklı ilçesinde yer alan Akdağ Tabiat Parkı, 1900 metre yüksekliğiyle hem muhteşem bir manzaraya hem de eşsiz bir doğal güzelliğe sahip. Şehrin gürültüsünden uzak, huzur dolu bir ortam sunan park, doğa yürüyüşleri, piknikler, kamp ve fotoğrafçılık gibi aktiviteler için ideal bir seçenek.
Akdağ Tabiat Parkı, 282 hektarlık bir alana yayılıyor ve zengin bir bitki örtüsüne ev sahipliği yapıyor. Parkta ardıç, karaçam, sedir, meşe, kızılçam gibi ağaç türlerinin yanı sıra çeşitli endemik bitki türleri de bulunuyor. Parkın faunası da oldukça zengin. Geyik, tilki, kurt, yaban domuzu, sansar, porsuk, tavşan, keklik ve çeşitli kuş türleri parka hayat veriyor.
Akdağ Tabiat Parkı’nda doğa yürüyüşleri yapmak için birçok farklı parkur bulunuyor. Parkın zirvesine kadar uzanan parkurlar, ziyaretçilere eşsiz bir manzara sunuyor. Zirveden Afyonkarahisar ovasını, Eber Gölü’nü ve çevredeki dağları panoramik olarak görebilirsiniz. Parkta ayrıca piknik yapmak ve kamp kurmak için de uygun alanlar mevcut.
Akdağ Tabiat Parkı’na ulaşım, Sandıklı ilçesinden sağlanıyor. İlçeden kalkan minibüslerle veya özel araçla parka ulaşabilirsiniz. Parkın girişinde herhangi bir ücret talep edilmiyor. Ancak, kamp yapmak isteyenlerin park yönetiminden izin alması gerekiyor.
Akdağ Tabiat Parkı, doğayla iç içe olmak, temiz hava almak ve huzur bulmak isteyenler için ideal bir yer.
Afyonkarahisar Termal Kaplıcaları
Afyonkarahisar, Türkiye’nin en önemli termal turizm merkezlerinden. Şehrin zengin termal kaynakları, tarih boyunca şifa arayanların uğrak noktası olmuş ve bu durum günümüzde de popülerliğini arttırarak devam etmekte.
Afyonkarahisar’ın termal suları, romatizmal hastalıklardan cilt hastalıklarına, sinir sistemi rahatsızlıklarından solunum yolu hastalıklarına kadar birçok sağlık sorununa iyi geldiği biliniyor. Ayrıca, stresle başa çıkmak, dinlenmek ve zinde kalmak için de birebir. Ayrıca kaplıcalar, dinlenme ve rahatlama için de ideal bir ortam sunuyor.
Afyonkarahisar’da birçok termal kaplıca merkezi bulunuyor. Bu kaplıca merkezleri: Hüdai Kaplıcaları, Gazlıgöl Kaplıcası, Heybeli Kaplıcası, Ömer ve Gecek Kaplıcası. Bu merkezlerde konaklama, termal havuzlar, spa ve wellness hizmetleri sunan birçok konaklama tesisi bulunuyor.
Afyonkarahisar termal kaplıcaları, sağlık ve dinlenme arayanlar için mükemmel bir seçenektir. Şehirdeki kaplıca merkezlerinde konaklayabilir, termal suların şifasından yararlanabilir ve aynı zamanda şehrin tarihi ve kültürel zenginliklerini keşfedebilirsiniz.
Afyon Termal Kaplıcaları ile ilgili daha detaylı bilgi almak ve otel seçeneklerini öğrenmek isterseniz “Afyonkarahisar Kaplıcaları: Termal Suların Faydaları ve Otel Önerileri” yazımızı okuyabilirsiniz.