Trabzon’da Gezilecek Yerler: Görmeniz Gereken En Popüler 25 Yer

Karadeniz’in incisi, tarihi ve doğal güzellikleriyle ziyaretçilerini büyüleyen Trabzon, her köşesinde keşfedilmeyi bekleyen zenginlikler barındırıyor. Tarihi yapıları, yemyeşil yaylaları, benzersiz manzaraları ve kültürel dokusuyla Trabzon, gezilecek yerler açısından oldukça zengin bir destinasyon.

Bu yazımızda, Trabzon’da mutlaka görülmesi gereken yerleri detaylı bir şekilde inceleyeceğiz. Sümela Manastırı’nın mistik atmosferinden Uzungöl’ün huzur verici doğasına, Atatürk Köşkü’nün tarih kokan odalarından Ayasofya Müzesi’nin eşsiz mimarisine kadar pek çok önemli noktayı keşfedeceksiniz. Ayrıca, Trabzon’un doğal güzellikleri arasında yer alan yaylalar ve tabiat parkları hakkında da bilgi edineceksiniz.

Hazırsanız, Karadeniz’in kalbinde yer alan bu güzel şehrin tarihi ve doğal güzelliklerini keşfetmeye başlayalım.


Sümela Manastırı

Eğer Trabzon’a yolunuz düşerse, kesinlikle görmeniz gereken yerlerden biri Sümela Manastırı’dır. Maçka ilçesinde, Altındere Vadisi’nin sarp kayalıklarına kurulmuş olan bu manastır, tarihi ve doğal güzellikleriyle nefes kesici bir yer. Yerel halk arasında “Meryem Ana” adıyla da bilinen Sümela Manastırı, hem tarihi dokusuyla hem de muhteşem manzarasıyla sizi büyüleyecek.

Manastırın kökeni Bizans İmparatoru I. Theodosius dönemine (375-395) dayanır. Efsaneye göre, Atina’dan gelen rahipler Barnabas ve Sophronios, Havari Aziz Lukas tarafından yapılmış bir ikonanın rehberliğinde bu manastırı kurmuşlar. III. Alexios döneminde (1349-1390) Trabzon Komnenosları Prensliği’nin destekleriyle manastır önemli bir dini merkez haline gelmiş. Osmanlı döneminde de manastırın hakları korunmuş ve çeşitli imtiyazlar verilmiştir.

Sümela Manastırı, geniş bir alana yayılmış ve farklı bölümlerden oluşan bir komplekstir. Ana kaya kilisesi, şapeller, mutfak, öğrenci odaları, misafirhane, kütüphane ve kutsal ayazma bu yapılar arasında yer alır. Girişte sizi su kemerleri karşılar, dar ve uzun bir merdivenle ana girişe ulaşabilirsiniz. İç avluya indiğinizde, Türk sanatının izlerini taşıyan odalar ve yapılarla karşılaşırsınız. Manastırın ana ünitesini oluşturan kaya kilisesi ve bitişik şapelin iç ve dış duvarları, İncil’den sahneler ve Hz. İsa ile Meryem Ana’nın hayatını betimleyen fresklerle süslenmiş.

Sümela Manastırı, pek çok efsaneye ev sahipliği yapar. En bilinen efsaneye göre, Havari Aziz Lukas’ın yaptığı ünlü ikona, melekler tarafından kilisenin bulunduğu mağaraya getirilmiş ve bu ikona rahiplerin rüyasına girerek yerini bildirmiştir. Bu efsane, manastırın mistik havasını daha da pekiştirir.

Sümela Manastırı’nı ziyaret etmek için, Trabzon şehir merkezinden Maçka ilçesine araçla gidip, ormanın içinden kısa bir yürüyüşle manastıra ulaşabilirsiniz. Doğanın içinde huzurlu bir yürüyüş yaparken tarihi bir yapıyı keşfetmek, size unutulmaz bir deneyim sunacaktır.

Ayasofya Camii ve Müzesi

Trabzon’un en önemli tarihi yapılarından biri olan Ayasofya Camii ve Müzesi (eskiden: Ayasofya Kilisesi), hem mimarisi hem de tarihi ile dikkat çeken bir yapı. İlk olarak kilise olarak inşa edilmiş olan yapı günümüzde hem müze hem de cami olarak kullanılıyor.

Ayasofya Camii ve Müzesi, Trabzon Rum İmparatorluğu krallarından I. Manuel Komnenos döneminde (1238-1263) kilise olarak inşa edilmiş. Fatih Sultan Mehmet’in 1461 yılında Trabzon’u fethinden sonra bir süre daha kilise olarak kullanılmaya devam etmiş. 1573 yılında ise camiye çevrilmiştir. I. Dünya Savaşı yıllarında depo ve hastane olarak kullanılan yapı, 1958-1962 yıllarında ise Vakıflar Genel Müdürlüğü ve Edinburg Üniversitesi’nin ortak çalışmasıyla restore edilerek 1964 yılında müze olarak açılmıştır. 2013 yılından itibaren yeniden cami olarak da kullanılmaya başlanmış.

Ayasafya Camii ve Müzesinin mimarisi gerçekten çok etkileyici. Kare-haç planlı yapı, yüksek bir merkezi kubbeye sahip. İç mekan, çeşitli mozaik ve fresklerle süslenmiş. Kubbede Pantokrator İsa freski ve İncil’den alınmış sahneler bulunuyor. Güney cephesinde Adem ile Havva’nın yaratılışını betimleyen kabartmalar, kuzey ve batı cephelerinde ise Selçuklu taş işlemeleri oldukça etkileyici. 1427 yılına tarihlenen çan kulesi kilisenin batısında yer alırken, kilisenin kuzeyinde bulunan üç apsisli şapel kalıntısının daha erken bir döneme ait olduğu düşünülüyor.

Ayasofya Müzesi, sanatın ve inancının izlerini taşıyan, tarihi ve kültürel bir hazinedir. Trabzon’a gelen herkesin mutlaka görmesi gereken bu eşsiz yapı, şehrin zengin geçmişine ışık tutuyor.

Vazelon Manastırı

Trabzon’un Maçka ilçesinde, yemyeşil ormanların arasında saklı bir tarih hazinesi: Vazelon Manastırı. Çam ormanlarının arasında saklanan ve Türkiye’nin en eski manastırlarından biri olarak kabul edilen Vazelon Manastırı, hem Bizans hem de Osmanlı dönemlerinde önemli bir dini merkez olmuş.

Manastırın kuruluşu, Hristiyanlığın ilk dönemlerine kadar uzanıyor. Rivayete göre, manastırın bulunduğu bölgeye gelen iki keşiş, burada bir ışık görmüş ve bu ışığın Tanrı’nın bir işareti olduğuna inanarak manastırı inşa etmeye karar vermişler. Manastır, adını da bu keşişlerden biri olan Aziz John Vazelon’dan alıyor.

Vazelon Manastırı’nın kuruluş tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte, M.S. 270-317 yılları arasında inşa edildiği düşünülüyor. Bizans İmparatoru I. Justinianus döneminde, M.S. 565 yılında büyük bir restorasyon geçiren manastır, zamanla çeşitli eklemeler ve onarımlar görmüş. Manastır, 14. yüzyılda önemli bir onarım daha geçirmiştir ve günümüzdeki kalıntılar bu döneme ait.

Vazelon Manastırı, yüzyıllar boyunca bölgenin dini ve kültürel yaşamında önemli bir rol oynamış. Manastır, aynı zamanda ekonomik açıdan da güçlü bir merkez olmuş. Hatta Sümela Manastırı’nın, Vazelon Manastırı’nın gelirleriyle inşa edildiği söylenir.

Manastır, 1923 yılına kadar aktif olarak kullanılmış. Ancak, Türkiye -Yunanistan nüfus mübadelesi sonucunda Rumlar manastırı terk etmek zorunda kalmış ve manastır zamanla bakımsız kalmış.

Vazelon Manastırı, mimari açıdan oldukça dikkat çekici. Manastırın ana kilisesi, dikdörtgen planlı ve üç nefli bir yapı. Kilisenin içinde, Hz. İsa, Meryem Ana ve çeşitli azizlere ait freskler bulunuyor. Bu freskler, Bizans sanatının en güzel örneklerinden bazıları olarak kabul ediliyor. Manastırda ayrıca, keşişlerin yaşam alanları, mutfak, yemekhane ve şapel gibi bölümler de bulunuyor. Manastırın çevresinde ise mezarlık, su sarnıcı ve diğer bazı yapılar yer alıyor.

Trabzon’a yaklaşık 40 km uzaklıkta bulunan Vazelon Manastırı, Maçka ilçesinin Kiremitli Köyü yakınlarında bulunuyor. Ziyaretçilerin karşılaştığı en büyük zorluklardan biri, manastıra giden yolun bakımının yapılmamış olması. Yetersiz yol koşulları, bölgeye ulaşımı zorlaştırıyor. Ancak, bu zahmetli yolculuğun sonunda sizi bekleyen manzara ve tarih, her şeye değer.

Uzungöl

Trabzon’un Çaykara ilçesinde, Soğanlı Dağları’nın eteklerinde yer alan Uzungöl, doğal güzelliği ve eşsiz atmosferiyle ziyaretçilerini büyüleyen bir göl. Deniz seviyesinden 1090 metre yükseklikte, yemyeşil ormanlarla çevrili olan Uzungöl, adeta bir kartpostalı andırıyor.

Uzungöl, aslında bir heyelan gölü. Haldizen Deresi’nin önünün kapanması sonucu oluşmuş olan göl, 1 kilometre uzunluğunda ve 500 metre genişliğinde. Deniz seviyesinden 1090 metre yükseklikte yer alıyor. Gölün çevresi, çam, ladin, kayın ve gürgen ağaçlarından oluşan sık bir ormanla kaplı. Bu ormanlar, Uzungöl’e ayrı bir güzellik katıyor ve doğa yürüyüşleri yapmak için ideal bir ortam sunuyor.

Uzungöl, sadece doğal güzellikleriyle değil, aynı zamanda yöresel mimarisiyle de dikkat çekiyor. Gölün etrafında yer alan ahşap evler, yöreye özgü bir mimari tarzı yansıtıyor. Bu evlerin bazıları, konaklama tesisi olarak hizmet veriyor.

Uzungöl’de yapılabilecek birçok aktivite bulunuyor. Gölde sandal gezisine çıkabilir, balık tutabilir, doğa yürüyüşleri yapabilir, yöresel lezzetleri tadabilir ve yöresel el sanatları ürünlerini satın alabilirsiniz. Uzungöl’ün çevresinde yer alan Şerah Köyü, Demirkapı Yaylası ve Karester Yaylası gibi yerler de görülmeye değer.

Uzungöl’ü ziyaret etmek için en uygun zaman ilkbahar ve yaz aylarıdır. Bu dönemde doğanın canlanmasıyla birlikte bölge daha da büyüleyici bir hale gelir.

Trabzon şehir merkezine yaklaşık 99 km, Çaykara ilçesine ise 19 km uzaklıktadır. Trabzon’dan araçla yaklaşık 1,5 saatlik bir yolculukla ulaşabilirsiniz. Ulaşım biraz zahmetli olsa da, yolculuk boyunca karşılaşacağınız muhteşem manzaralar tüm yorgunluğunuzu unutturacak.

Atatürk Köşkü

Trabzon’un Soğuksu Mahallesi’nde, yemyeşil bir tepede yer alan Atatürk Köşkü, 19. yüzyıldan kalma zarif bir yapı ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün hatıralarını yaşatan önemli bir mekan. Bu köşk, Atatürk’ün Trabzon’a yaptığı ziyaretlerde konakladığı yer olarak bilinir ve günümüzde müze olarak ziyarete açıktır.

Köşk, 1890 yılında, Rum asıllı banker ve tüccar Konstantin Kabayanidis tarafından yazlık ev olarak inşa edilmiştir. Avrupa ve Batı Rönesans mimarisinin etkilerini taşır ve mimari güzellikleriyle dikkat çeker. İki katlı ve dikdörtgen planlı bir yapıya sahip olan Köşk’ün giriş katında salon, yemek odası ve misafir odaları, üst katta ise yatak odaları bulunuyor. Ahşap işçiliği ve süslemeleriyle dikkat çeken köşk, aynı zamanda dönemin yaşam tarzına ışık tutuyor.

Atatürk, ilk kez 15 Eylül 1924’te Trabzon’a geldiğinde Soğuksu semtine yaptığı gezintide köşkü görmüş ve çok beğenmiştir. Köşk, 1930 yılında Trabzon Özel İdaresi tarafından satın alınarak Atatürk’e hediye edilmiştir.

Atatürk, 27 Kasım 1930’da ve 10 Haziran 1937’de Trabzon’a yaptığı ziyaretlerde bu köşkte kalmıştır. Atatürk, son ziyaretinde tüm mal varlığını Türk milletine bağışlama kararını burada almış ve bu kararı köşkte hazırlanan bir listeyle noter huzurunda tescil ettirmiştir. 1942 yılında müze olarak hizmete açılan köşk, günümüzde Atatürk Müzesi olarak ziyaretçileri ağırlıyor.

Ortahisar Fatih Camii

Trabzon’un tarihi ve kültürel mirasının önemli bir parçası olan Ortahisar Fatih Camii, 1461 yılında Trabzon’un Osmanlı İmparatorluğu tarafından fethinden sonra Fatih Sultan Mehmet tarafından camiye çevrilmiştir. Aslen bir Bizans kilisesi olan bu yapı, fethin ardından önemli bir İslam mabedi haline gelmiş. Ortahisar Mahallesi’nde, eski surlar içerisinde yer alan cami, tarihi dokusunu koruyarak günümüze kadar ulaşmış.

Fatih Camii, ilk olarak Panagia Chrysocephalos Kilisesi olarak inşa edilmiş ve kilise olarak kullanıldığı dönemlerde bölgenin önemli dini yapılarından biriydi. 1461 yılında Osmanlılar tarafından fethedilen Trabzon’da, bu kilise camiye çevrilerek “Cami-i Atik” (Eski Cami) adıyla anılmış. Fetihten sonra, Fatih Sultan Mehmet’in ilk cuma namazını kıldığı yer olarak da bilinen yapı, bu nedenle “Fatih Camii” olarak adlandırılıyor.

Fatih Camii, Bizans mimarisinin özelliklerini taşıyan dikdörtgen planlı bir yapıdır. Yapının dış cephesi kesme taştan yapılmış, iç mekanı ise sütunlarla desteklenen kubbeli bir yapıya sahiptir. Caminin en dikkat çekici özelliklerinden biri, Bizans döneminden kalan mozaik ve fresklerin izlerini taşıyan iç duvarlarıdır. Camiye çevrildikten sonra yapıya mihrap ve minber eklenmiş. Ayrıca, çan kulesi yerine bir minare yapılmıştır.

Fatih Cami, tarihi atmosferi ve mimari detayları ile mutlaka görülmesi gereken yerlerden biri.

Trabzon Müzesi (Kostaki Konağı)

Trabzon Müzesi olarak bilinen Kostaki Konağı, Trabzon’un en önemli tarihi ve kültürel yapılarından biri. Bu etkileyici yapı, 20. yüzyılın başlarında inşa edilmiş olup, bugün hem mimarisi hem de içeriğiyle ziyaretçilerine zengin bir kültürel deneyim sunuyor.

Kostaki Konağı, 1898-1913 yılları arasında, Rum asıllı tüccar Kostaki Teophylaktos tarafından yaptırılmış. Yapının mimarlarının İtalyan olduğu ve birçok malzemenin İtalya’dan getirildiği bilinmekte. İtalyan ve Rus etkileri taşıyan Konağın mimarisi, Türkiye’deki sivil mimarlık örnekleri arasında özel bir yere sahip.

Kostaki Teophylaktos’un iflası sonrası konak, Nemlioğlu ailesi tarafından satın alınmış ve Milli Mücadele yıllarında karargah olarak kullanılmış. 1924 yılında Mustafa Kemal Atatürk’ün Trabzon ziyaretinde konakladığı bu yapı, 1937 yılında Kız Meslek Lisesi olarak hizmet vermeye başlamış ve 1987 yılında Kültür Bakanlığı’na devredilmiş. Konağın restorasyon çalışmaları 2001 yılında tamamlanmış ve müze olarak kapılarını açmış.

Müzede, Trabzon’un tarihine ait etnografik eserler, fotoğraflar, belgeler ve diğer objeler sergileniyor. Müzenin giriş katında, Trabzon’un tarihini ve kültürünü anlatan bir sergi salonu bulunuyor. Bu salonda, Trabzon’un antik döneminden günümüze kadar olan tarihini yansıtan eserler sergileniyor. Üst katta ise, dönemin yaşam tarzını yansıtan odalar yer alıyor. Bu odalarda, dönemin mobilyaları, kıyafetleri, takıları ve diğer eşyaları görebilirsiniz.

Trabzon Şehir Müzesi, Trabzon’un tarihini ve kültürünü keşfetmek isteyenler için mutlaka ziyaret edilmesi gereken yerdenden biri.

Zağnos Vadisi Parkı

Trabzon’un Ortahisar ilçesinde, şehir merkezine sadece 4 km uzaklıkta yer alan Zağnos Vadisi Parkı, şehrin kalabalığından ve gürültüsünden kaçıp doğayla iç içe vakit geçirmek isteyenler için huzurlu bir kaçış noktası. 2008 yılında açılan ve 2011 yılında yenilenen park, yemyeşil ağaçları, süs havuzları, yürüyüş yolları, spor alanları, çocuk oyun alanları, kafeteryaları ve kır bahçeleriyle ziyaretçilerine keyifli bir gün geçirme imkanı sunuyor.

Zağnos Vadisi Parkı, sadece doğal güzellikleriyle değil, aynı zamanda tarihi dokusuyla da dikkat çekiyor. Parkın içinde yer alan ve 15. yüzyılda Zağnos Mehmet Paşa tarafından yaptırılan tek gözlü ve yuvarlak kemerli Zağnos Köprüsü, ziyaretçilere tarihi bir atmosfer sunuyor. Ayrıca, parkın bazı bölümlerinde Trabzon Kalesi’nin surlarına rastlamak da mümkün.

Park, özellikle hafta sonları ailelerin ve gençlerin uğrak noktası. Piknik yapmak, yürüyüş yapmak, bisiklete binmek, spor yapmak veya sadece çimlerde uzanıp dinlenmek için ideal bir ortam sunuyor. Çocuklar için oyun alanları, parkın en sevilen bölümlerinden biri.

Zağnos Vadisi Parkı, Trabzon’un kalbinde doğayla tarihin buluştuğu, şehrin gürültüsünden uzaklaşmak ve huzurlu bir gün geçirmek isteyenler için ideal bir yer.

Gülbahar Hatun Cami ve Türbesi

Trabzon’un önemli tarihi ve dini yapılarından biri olan Gülbahar Hatun Cami ve Türbesi, Yavuz Sultan Selim’in annesi Gülbahar Hatun adına inşa edilmiştir. Bu yapı, hem Osmanlı mimarisinin zarif bir örneği hem de Trabzon’un kültürel mirasının önemli bir parçasıdır. Orta Hisar’ın batısında, Zağnos Köprüsü’nün yakınında yer alan bu eser, çevresindeki külliye yapılarıyla birlikte inşa edilmiştir ancak günümüze cami ve türbe ulaşabilmiştir​.

Gülbahar Hatun Camii, 1514 yılında Yavuz Sultan Selim tarafından annesi Gülbahar Hatun için inşa edilmiştir. Cami, zaviyeli camiler grubunda yer alır ve ters “T” planlıdır. Harim, son cemaat yeri ve kadınlar mahfilinden oluşan yapı, kesme taş malzemeyle inşa edilmiş. Caminin ana mekânı, sekizgen bir kasnağın üzerine oturtulmuş büyük bir kubbe ile örtülüdür. Son cemaat yerinin üzeri beş küçük kubbe ile örtülüdür ve caminin kuzeybatı köşesinde yer alan minaresi, tek şerefelidir​.

Gülbahar Hatun Türbesi, Yavuz Sultan Selim tarafından annesi Gülbahar Hatun için 1510 yılında inşa ettirilmiştir. Gülbahar Hatun Camii’nin doğusunda yer almakta. Sekizgen planlı yapı, yığma sistemde kesme taş malzemeyle inşa edilmiş. Türbenin üstü, sivri bir kubbe ile örtülü. İç mekânda kalem işi süslemeler bulunmaktadır. Türbenin girişi kuzeybatı cephesinde yer almakta olup, kapısının üzerinde iki bölüm ve dört satır halinde yazılmış bir kitabe bulunmaktadır​

Kızlar Manastırı

Trabzon’un Ortahisar ilçesinde, Boztepe’nin eteklerinde yer alan Kızlar Manastırı, şehrin tarihi ve kültürel zenginliğine ışık tutan gizemli bir yapı. Bu tarihi yapı, Bizans döneminde 1349-1390 yılları arasında III. Alexios döneminde inşa edilmiş. Manastırın adı, burada rahibelerin yaşadığına inanılmasından geliyor.

Manastır kompleksi, keşiş hücreleri, kilise, şapel ve çan kulesi gibi çeşitli bölümlerden oluşur. Kilisenin duvarlarını süsleyen freskler, III. Alexios’un karısı Theodora ve annesi Eirene’nin tasvirlerini içerir ve dini motifler bulunuyordu ancak günümüze sadece bazı izleri ulaşabilmiş.

Kızlar Manastırı, 19. yüzyılda Rus işgali sırasında büyük zarar görmüş ve uzun yıllar boyunca kaderine terk edilmiş. Ancak, 2000’li yıllarda başlatılan restorasyon çalışmalarıyla manastır kısmen de olsa eski ihtişamına kavuşturulmuş.

Kızlar Manastırı’na ulaşım, Trabzon şehir merkezinden kalkan minibüslerle veya özel araçla sağlanabilir. Manastır, Boztepe’nin eteklerinde yer aldığı için, yokuş yukarı bir yürüyüş yapmanız gerekiyor. Ancak, manastıra ulaştığınızda, Trabzon’un ve Karadeniz’in muhteşem manzarasıyla karşılaşacaksınız.

Kızlar Manastırı, Trabzon’un gizemli geçmişine ışık tutan önemli bir tarihi yapı. Bu tarihi manastırı ziyaret ederek, Bizans döneminin mimari ve sanatsal anlayışına tanıklık edebilir, Trabzon’un eşsiz manzarasının tadını çıkarabilirsiniz.

Trabzonspor M. Şamil Ekinci Müzesi

Trabzon’un kalbinde, futbol tutkusunun ve tarihi başarıların sergilendiği Trabzonspor M. Şamil Ekinci Müzesi, Trabzonspor’un efsanevi geçmişine ışık tutar. Sadri Şener Sosyal Tesisleri Binası’nın 2. katında yer alan bu müze, sadece Trabzonspor taraftarları için değil, futbol severler ve spor tarihine ilgi duyan herkes için görülmeye değer bir yerdir.

Trabzonspor M. Şamil Ekinci Müzesi, 1996 yılında açılmış, Trabzonspor’un tarihini, başarılarını ve kültürel mirasını sergiler. Müze, Trabzonspor’un kazandığı kupalar, madalyalar, formalar ve diğer hatıralarla doludur. Müzenin en dikkat çekici eserlerinden biri, 1958 yılında Türkiye Amatör Futbol Şampiyonası’nda Trabzon İdmanocağı’nın kazandığı ve ikiye bölünerek Trabzonspor ile Ankara Havagücü takımlarına verilen yarım kupadır. Bu kupa, Türk futbol tarihinin ilginç bir parçası olarak müzede sergilenmekte.

Müzede, Trabzonspor’un 6 Türkiye Süper Lig şampiyonluğu, Türkiye Kupası ve Süper Kupa gibi zaferlerine dair birçok değerli eşya bulunur. Ayrıca, Trabzonspor’un Avrupa kupalarındaki tarihi maçlarından kalan hatıralar da müzede yer alıyor.

Müze, hem Trabzonspor’un tarihini öğrenmek hem de Türk futbolunun gelişimini görmek isteyenler için ideal bir mekan.

Boztepe

Trabzon’un merkezine hâkim bir tepede yer alan Boztepe, şehrin en gözde doğal ve kültürel alanlarından biridir. Muhteşem Karadeniz manzarası ve şehrin panoramik görüntüsü ile ziyaretçilerine huzur ve keyif dolu anlar sunar. Boztepe, tarih boyunca stratejik ve dini bir öneme sahip olmuştur ve günümüzde de bu önemi devam etmektedir.

Boztepe, Trabzon’un merkezine yaklaşık 3 km mesafede, deniz seviyesinden yaklaşık 250 metre yükseklikte yer alır. Antik çağlardan beri kutsal bir yer olarak kabul edilen Boztepe, Mithra kültüne ait ritüellerin yapıldığı bir alan olarak bilinir. Bölgedeki Ahi Evren Dede Camii, Boztepe’nin tarihi ve kültürel zenginliklerine bir örnektir. Bu cami, Sultan Orhan döneminde inşa edilmiş ve 1888 yılında restore edilmiştir​.

Boztepe, Karadeniz’in ve Trabzon’un panoramik manzarasını en güzel görebileceğiniz noktalardan. Özellikle gün batımında, şehrin ışıkları ve denizin mavisiyle birleşen manzara büyüleyicidir. Boztepe’de yer alan seyir terasları, ziyaretçilere çaylarını yudumlayarak bu manzaranın tadını çıkarma imkânı sunar. Ayrıca Boztepe’de yer alan çay bahçeleri ve restoranlarda, hem yerel hem de geleneksel Türk mutfağının lezzetlerini deneyimleyebilirsiniz.

Boztepe’ye ulaşım oldukça kolay. Şehir merkezinden dolmuşlar ve belediye otobüsleri ile rahatlıkla ulaşabilirsiniz. Özel araçla gitmeyi tercih ederseniz, tepede otopark imkânı da bulunuyor.

Hıdırnebi Yaylası

Trabzon’un Akçaabat ilçesinde, deniz seviyesinden 1600 metre yükseklikte yer alan Hıdırnebi Yaylası, doğal güzellikleri ve eşsiz manzarasıyla ziyaretçilerini büyüleyen bir doğa harikası. Yemyeşil yaylaları, buz gibi suları, şelaleleri ve zengin bitki örtüsüyle Hıdırnebi, doğa severler ve kamp tutkunları için adeta bir cennet.

Hıdırnebi Yaylası, adını yaylada bulunan ve Hızır (Hıdır) ile İlyas peygamberlere adanan türbeden alıyor. Yayla, özellikle yaz aylarında serin ve temiz havasıyla, yayla turizmi için önemli bir merkez haline geliyor. Yaylada konaklama için bungalov evler, pansiyonlar ve kamp alanları bulunuyor.

Hıdırnebi Yaylası’nın en büyük çekiciliği, kuşkusuz doğal güzellikleri. Yemyeşil yaylaları, şelaleleri, göletleri ve zengin bitki örtüsü, ziyaretçilerine eşsiz bir doğa deneyimi sunuyor. Yaylada doğa yürüyüşleri yapabilir, bisiklete binebilir, piknik yapabilir ve kamp kurabilirsiniz. Ayrıca, yaylada yaban hayatı gözlemciliği yapmak da mümkün. Yaban domuzu, tilki, kurt, tavşan, keklik ve çeşitli kuş türleri, yaylada yaşayan hayvanlar arasında.

Hıdırnebi Yaylası, sadece doğal güzellikleriyle değil, aynı zamanda geleneksel kültürüyle de dikkat çekiyor. Her yıl Temmuz ayında düzenlenen Hıdırnebi Yayla Şenlikleri, yöresel müzikler, halk oyunları ve diğer etkinliklerle yaylaya ayrı bir renk katıyor.

Hıdırnebi Yaylası, Trabzon’un Akçaabat ilçesinin güneyinde yer alıyor. Trabzon şehir merkezine 35 km, Akçaabat ilçesine ise 28 km uzaklıta. Şehir merkezinden özel araçla veya toplu taşıma araçlarıyla ulaşım sağlayabilirsiniz.

Siz de şehrin gürültüsünden uzaklaşıp doğayla kucaklaşmak isterseniz, Hıdırnebi Yaylası’nı mutlaka ziyaret etmelisiniz.

Çal Mağarası

Trabzon’un Düzköy ilçesinde, deniz seviyesinden 1050 metre yükseklikte yer alan Çal Mağarası, doğanın milyonlarca yılda yarattığı büyüleyici bir yeraltı dünyası sunuyor. 8 milyon yılda oluştuğu tahmin edilen sarkıt ve dikitleri, zaman zaman 1,5 metre derinliğe ulaşan deresi, şelaleleri ve göletleriyle doğa severlerin ilgi odağı.

Çal Mağarası, 1999 yılında keşfedilmiş ve 2003 yılında turizme açılmış. Mağara, toplam 8 kilometre uzunluğunda olsa da, şu an için sadece 1 kilometrelik bölümü ziyarete açık. Mağaranın içinde, sarkıtlar, dikitler, sütunlar, perdeler ve traverten havuzları gibi birbirinden ilginç oluşumlar bulunuyor. Bu oluşumlar, damlayan suyun içindeki kalsiyum karbonatın birikmesiyle oluşmuş ve milyonlarca yılda bugünkü hallerini almışlar.

Çal Mağarası’nın en dikkat çekici özelliklerinden biri, mağaranın içindeki su kaynakları. Mağaranın içinde, zaman zaman 1,5 metre derinliğe ulaşan bir dere akıyor. Bu dere, mağaranın içindeki şelaleleri ve göletleri besliyor. Mağaranın havası ise, astım ve bronşit gibi solunum yolu rahatsızlıklarına iyi geldiği düşünülen yüksek nem oranı ve özel mineral bileşimiyle dikkat çekiyor.

Çal Mağarası, Trabzon şehir merkezine yaklaşık 45 km uzaklıkta, Düzköy ilçesinin 5 km güneybatısında bulunuyor. Eğer siz de yeraltının gizemli dünyasını keşfetmek ve doğanın yarattığı bu muhteşem oluşumları görmek isterseniz, Çal Mağarası’nı mutlaka ziyaret etmelisiniz.

Altındere Vadisi Milli Parkı

Trabzon’un Maçka ilçesinde yer alan Altındere Vadisi Milli Parkı, yemyeşil ormanları, şelaleleri, kanyonları ve tarihi yapılarıyla Karadeniz Bölgesi’nin en popüler doğal alanlarından biridir. 1987 yılında milli park ilan edilen bu 4.800 hektarlık alan, zengin biyolojik çeşitliliği ve tarihi yapılara sahip.

Parkın en önemli tarihi yapısı, 4. yüzyılda inşa edildiği düşünülen ve Trabzon Komnenosları döneminde (1349-1390) önemli bir dini merkez haline gelen Sümela Manastırı’dır. Sümela Manastırı, sarp kayalıkların üzerine inşa edilmiş, muhteşem manzarası ve mistik atmosferi ile ziyaretçileri büyüleyen bir yapı​.

Altındere Vadisi Milli Parkı’nda doğu ladini, köknar, sarıçam, kestane, meşe, ıhlamur, söğüt, karaçam, Kafkas hanımeli ve orman gülü gibi bitki türleri bulunur. Ayrıca parkta geyik, karaca, yaban keçisi, yaban domuzu, ayı, kurt, çakal, tilki ve vaşak gibi yaban hayvanları da yaşar​.

Milli Parkıta, doğa yürüyüşleri, kuş gözlemi ve fotoğrafçılık gibi aktiviteler yapabilirsiniz. Park içinde trekking parkurları ve seyir terasları bulunuyor. Ayrıca, doğa yürüyüşü sırasında Sümela Manastırı’nı ve vadinin muhteşem manzaralarını keşfetme fırsatı bulabilirsiniz. Milli parkta yer alan bungalovlarda konaklama imkanları da var.

Altındere Vadisi Milli Parkı, Trabzon şehir merkezine 48 km, Maçka ilçe merkezine ise 18 km uzaklıkta bulunuyor. Trabzon’dan Maçka’ya giden karayolu üzerinden parka ulaşabilirsiniz. Parkı gezerken yanınıza rahat ayakkabılar, şapka, güneş gözlüğü, su ve yiyecek almayı unutmayın.

İskender Paşa Camii

Trabzon’un Ortahisar ilçesinde, tarihi ve dini önemiyle dikkat çeken İskender Paşa Camii, 16. yüzyıldan günümüze ulaşan önemli bir Osmanlı eseridir. Kanuni Sultan Süleyman döneminin önemli devlet adamlarından biri olan Trabzon Valisi İskender Paşa tarafından 1529-1530 yıllarında inşa edilen cami, Osmanlı mimarisinin özelliklerini yansıtıyor.

İskender Paşa Camii, kesme taştan inşa edilmiş ve tek kubbeli bir yapıya sahip. Caminin minaresi, tek şerefeli ve tuğladan yapılmış. Caminin iç mekanı, sade ve ferah bir atmosfere sahip. Kubbe, geniş pencereler sayesinde doğal ışıkla aydınlanıyor. Caminin mihrabı ve minberi, ahşap oymacılığının güzel örneklerini sergiliyor. Caminin avlusunda, İskender Paşa’nın mezarı bulunur.

İskender Paşa Camii, sadece tarihi ve mimari önemiyle değil, aynı zamanda manevi atmosferiyle de ziyaretçilerini etkiliyor. Camiye gelenler, hem ibadetlerini yapabilir hem de Osmanlı dönemine ait mimari ve sanatsal özellikleri yakından görebilirler.

Trabzon Akvaryum

Trabzon’un kalbinde, Zağnos ve Tabakhane vadileri arasında yer alan Trabzon Akvaryum, 2022 yılında kapılarını ziyaretçilere açmış büyüleyici bir su altı dünyası. Dünyada tünel içindeki ilk akvaryum olma özelliğiyle dikkat çeken bu eşsiz mekan, hem yerli hem de yabancı turistlerin ilgi odağı haline gelmiş. 193 metre uzunluğunda, 16 metre genişliğinde ve 8,5 metre yüksekliğindeki tüneliyle ziyaretçilerine unutulmaz bir deneyim sunuyor.

Trabzon Akvaryum, 80’den fazla türde binlerce deniz canlısına ev sahipliği yapıyor. Köpekbalıkları, vatozlar, piranalar, mürenler, ahtapotlar, deniz kaplumbağaları ve rengarenk tropikal balıklar, akvaryumun en dikkat çeken canlıları arasında. Ziyaretçiler, bu canlıları doğal ortamlarına yakın bir şekilde gözlemleme fırsatı buluyor. Akvaryumda ayrıca, dalgıçların köpekbalıkları ve vatozları beslediği ve temizlik yaptığı özel gösteriler de düzenleniyor.

Tünel akvaryumun yanı sıra, akvaryumda farklı temalara sahip bölümler de bulunuyor. Amazon Yağmur Ormanları bölümü, tropikal bitki örtüsü ve egzotik balık türleriyle dikkat çekiyor. Akdeniz bölümü ise Akdeniz’e özgü deniz canlılarını barındırıyor.

Trabzon Akvaryum, sadece bir eğlence merkezi değil, aynı zamanda bir eğitim ve araştırma merkezi olarak da hizmet veriyor. Akvaryumda, deniz canlıları hakkında bilgi edinebilir, çeşitli etkinliklere katılabilir ve hatta dalış eğitimi alabilirsiniz.

Ortamahalle

Trabzon’un Akçaabat ilçesinde yer alan Ortamahalle, Karadeniz’in kendine özgü mimarisini ve kültürünü yansıtan tarihi bir mahalle. Arnavut kaldırımlı dar sokakları, ahşap ve taştan yapılmış iki katlı evleri, rengarenk çiçeklerle bezeli bahçeleriyle ziyaretçilerini zamanda yolculuğa çıkarıyor. Hem tarihi dokusu hem de yöresel yaşantısıyla dikkat çeken Ortamahalle, son yıllarda popüler bir turizm merkezi haline gelmiş.

Ortamahalle’nin tarihi, 19. yüzyıla kadar uzanıyor. Mahalle, o dönemde Rum nüfusun yoğun olarak yaşadığı bir yerleşim yeriydi. 1923 yılında Türkiye-Yunanistan nüfus mübadelesi sonucunda Rumlar mahalleyi terk etmek zorunda kalmış ve mahalleye Türkler yerleşmiş.

Ortamahalle’nin en dikkat çekici özelliği, kendine özgü mimarisi. Mahalledeki evler, genellikle iki katlı, ahşap ve taştan yapılmış. Evlerin üst katları çıkmalı ve cumbalı. Ahşap oyma işçiliğiyle süslenmiş pencere ve kapıların yanı sıra, evlerin dış cephelerindeki sarmaşıklar da mahalleye ayrı bir güzellik katıyor.

Ortamahalle, aynı zamanda yöresel lezzetleriyle de ünlü. Mahalledeki restoranlarda, Karadeniz mutfağının en güzel örneklerini tadabilirsiniz. Hamsi, mısır ekmeği, kuymak, mıhlama ve turşu kavurma, Ortamahalle’de mutlaka denemeniz gereken lezzetler arasında.

Ortamahalle’ye ulaşım, Trabzon şehir merkezinden kalkan minibüslerle veya özel araçla sağlanıyor. Mahalle, Trabzon’a yaklaşık 15 kilometre uzaklıkta. Mahallede araç trafiğine izin verilmediği için, ziyaretçiler araçlarını mahallenin girişindeki otoparka bırakıyorlar. Mahallenin içinde yürüyerek gezebilir, dar sokaklarda kaybolabilir ve tarihi evlerin arasında dolaşabilirsiniz.

Sera Gölü

Doğa harikası Sera Gölü, Trabzon’un Akçaabat ilçesinde, yeşilin ve mavinin kucaklaştığı eşsiz bir noktada yer alıyor. 1950 yılında meydana gelen bir heyelan sonucu oluşan bu göl, adeta saklı bir cennet gibi ziyaretçilerini karşılıyor. Hem doğal güzellikleriyle hem de sunduğu aktivitelerle dikkat çeken Sera Gölü, Trabzon’un en popüler turistik merkezlerinden biri haline gelmiş.

Heyelan set gölü olarak da bilinen Sera Gölü, 1200 metre uzunluğunda ve ortalama 150 metre genişliğinde. Gölün en derin noktası ise 20 metre. Gölün çevresi, yemyeşil ormanlarla kaplı. Bu ormanlar, gölün doğal güzelliğini daha da artırıyor. Gölün etrafında yürüyüş yapabilir, kuş sesleri eşliğinde doğanın tadını çıkarabilirsiniz.

Sera Gölü’nün en dikkat çekici özelliklerinden biri, suyunun renginin mevsimlere göre değişmesi. İlkbahar ve yaz aylarında turkuaz rengini alan göl, sonbahar ve kış aylarında ise yeşile dönüyor. Bu renk değişimi, gölün çevresindeki bitki örtüsünün ve yansıyan güneş ışığının etkisiyle oluşuyor.

Sera Gölü’nde yapabileceğiniz aktiviteler arasında tekne turu, olta balıkçılığı, piknik ve doğa yürüyüşleri yer alıyor. Gölde yaşayan çeşitli balık türleri, olta balıkçılığı yapmak isteyenler için ideal bir ortam sunuyor. Ayrıca, gölün çevresindeki ormanlarda yürüyüş yapabilir, kuş sesleri eşliğinde doğanın tadını çıkarabilirsiniz.

Sera Gölü’ne ulaşım oldukça kolay. Trabzon şehir merkezine sadece 12 kilometre uzaklıkta olan göle, toplu taşıma araçlarıyla veya özel araçla ulaşabilirsiniz. Gölün çevresinde otopark, restoran ve kafe gibi olanaklar da bulunuyor.

Hamsiköy

Yeşilin bin bir tonuyla bezeli, Karadeniz’in incisi Trabzon’un Maçka ilçesinde yer alan Hamsiköy, doğa severlerin ve yöresel lezzetleri keşfetmek isteyenlerin uğrak noktası. Hem tarihi dokusu hem de eşsiz doğal güzellikleriyle ziyaretçilerini büyüleyen Hamsiköy, özellikle sütlacıyla ünlü. Ancak bu şirin köy, sunduğu lezzetlerin yanı sıra keşfedilmeyi bekleyen birçok güzelliği de barındırıyor.

Hamsiköy, adını eski bir Arapça kelime olan “hamse”den alıyor. Hamse, “beş köy” anlamına geliyor ve köyün geçmişte beş ayrı yerleşim yerinden oluştuğunu gösteriyor. Köy, Zigana Dağları’nın eteklerinde, 1300 metre yükseklikte kurulu. Bu yükseklik, Hamsiköy’e hem serin bir iklim hem de muhteşem bir manzara sunuyor.

Hamsiköy’ün tarihi, Bizans dönemine kadar uzanıyor. Köy, Bizans döneminde önemli bir ticaret yolu olan İpek Yolu üzerinde yer alıyordu. Bu dönemde köyde konaklayan tüccarlar, Hamsiköy’ün adını dünyaya duyurmuş. Osmanlı döneminde ise köy, bölgenin önemli bir tarım merkezi haline gelmiş.

Hamsiköy’ün en önemli özelliği, şüphesiz ki sütlacı. Köyde neredeyse her evde sütlaç yapılıyor ve ziyaretçiler, bu eşsiz lezzetin tadına bakmadan dönmüyor. Hamsiköy sütlacının sırrı, kullanılan sütün tazeliği ve ustalıkla hazırlanan tarifinde saklı. Sütlaç dışında, köyde mıhlama, kuymak, kara lahana sarması gibi yöresel lezzetler de tadabilirsiniz.

Hamsiköy’ün doğal güzellikleri de en az sütlacı kadar ünlü. Hamsiköy, yemyeşil ormanları ve yaylaları doğa yürüyüşleri, piknikler ve kampçılık için ideal bir yerlerdir. Zigana Dağı’nın manzarası eşliğinde doğa yürüyüşü yapmak, Hamsiköy’ün doğal güzelliklerini keşfetmenin en iyi yollarından biridir. Ayrıca, köyde düzenlenen yayla şenlikleri ve festivaller, Karadeniz kültürünü yakından tanıma fırsatı sunar.

Hamsiköy’e ulaşım, Trabzon şehir merkezinden kalkan minibüslerle veya özel araçla sağlanıyor. Köy, Trabzon’a yaklaşık 50 kilometre uzaklıkta. Yolculuk boyunca Karadeniz’in eşsiz manzarasının tadını çıkarabilirsiniz.

Siz de bu şirin köyü ziyaret ederek, Karadeniz’in eşsiz atmosferini soluyabilir ve unutulmaz bir deneyim yaşayabilirsiniz

Sultan Murat Yaylası

Karadeniz’in eşsiz güzelliklerini keşfetmek isteyenler için Sultan Murat Yaylası, Trabzon’un en etkileyici doğal alanlarından biridir.

Sultan Murat Yaylası, deniz seviyesinden yaklaşık 2200 metre yükseklikte yer alıyor. Osmanlı Padişahı IV. Murat’ın 1635 yılında İran seferi dönüşünde bu yaylada konakladığı rivayet edilir ve yayla adını buradan alır. I. Dünya Savaşı sırasında 9-10 Haziran 1916 tarihlerinde burada gerçekleşen çatışmalar sonucunda çok sayıda asker şehit düşmüştür. Her yıl 23 Haziran’da Sultan Murat Şehitlerini Anma Günü düzenlenir.

Yayla, yemyeşil çayırları, rengarenk çiçekleri ve serin havasıyla doğa severlerin ilgisini çeker. Bölgede yürüyüş yapabilir, piknik alanlarında sevdiklerinizle keyifli vakit geçirebilir ve yaylanın huzur dolu atmosferinde dinlenebilirsiniz. Ayrıca, Sultan Murat Yaylası’nda kamp yapma imkanı da bulunuyor.

Sultan Murat Yaylası’na, Trabzon şehir merkezinden dolmuşlar ve özel araçlarla yaklaşık 2 saatlik bir yolculukla yaylaya ulaşabilirsiniz. Yaylaya giderken yanınıza rahat yürüyüş ayakkabıları ve hava durumuna uygun giysiler almanızı öneririz.

Karester Yaylası

Karadeniz’in büyüleyici yaylalarından biri olan Karester Yaylası, Trabzon’un Çaykara ilçesinde, Uzungöl’e komşu bir konumda yer alıyor. 2245 metre yüksekliğiyle adeta bulutlara dokunan bu yayla, yemyeşil doğası, geleneksel yayla evleri ve eşsiz manzarasıyla ziyaretçilerini büyülüyor. Hem doğa yürüyüşleri yapmak hem de yöresel yaşamı deneyimlemek isteyenler için ideal bir kaçamak noktası olan Karester Yaylası, özellikle yaz aylarında yerli ve yabancı turistlerin uğrak yeri haline geliyor.

Karester Yaylası, 141.7 kilometrekarelik geniş bir alanı kaplıyor. Yaylada, geleneksel ahşap yayla evlerinin yanı sıra, konaklama imkanı sunan birkaç tesis de bulunuyor. Yayla, aynı zamanda zengin bitki örtüsü ve çeşitli hayvan türleriyle de dikkat çekiyor. Burada yaban mersini, böğürtlen, çilek gibi meyveleri toplayabilir, şanslıysanız yaban hayvanlarına rastlayabilirsiniz.

Karester Yaylası’na ulaşım, Uzungöl üzerinden sağlanıyor. Uzungöl’den yaylaya çıkan yol, yaklaşık 12 kilometre uzunluğunda ve oldukça virajlı. Ancak yolculuk boyunca karşınıza çıkan muhteşem manzaralar, tüm yorgunluğunuzu unutturacak. Yaylaya ulaştığınızda ise sizi yemyeşil bir doğa ve huzurlu bir atmosfer karşılıyor.

Karester Yaylası’nda yapabileceğiniz aktiviteler arasında doğa yürüyüşleri, piknikler, fotoğraf çekimi ve yöresel yaşamı deneyimlemek yer alıyor. Yaylada bulunan göllerde olta balıkçılığı yapabilir, çevredeki ormanlarda yürüyüşlere çıkabilir veya sadece yayla evlerinin önünde oturup manzaranın tadını çıkarabilirsiniz.

Kayabaşı Yaylası

Trabzon’un Akçaabat ilçesinde, 1950 metre yükseklikte yer alan Kayabaşı Yaylası, doğa tutkunları ve huzur arayanlar için adeta bir cennet köşesi. Yemyeşil ladin ormanları, rengarenk çiçeklerle bezeli çayırları ve serin havasıyla ziyaretçilerine unutulmaz bir deneyim sunuyor. Yayla turizmi açısından önemli bir potansiyele sahip olan Kayabaşı, son yıllarda artan ziyaretçi sayısıyla bölgenin gözde destinasyonlarından biri haline gelmiş.

Kayabaşı Yaylası’nda yapabileceğiniz aktiviteler arasında doğa yürüyüşleri, piknikler, fotoğraf çekimi, kampçılık ve yöresel lezzetleri tatmak yer alıyor. Yaylada bulunan göletlerde olta balıkçılığı yapabilir, çevredeki ormanlarda yürüyüşlere çıkabilir veya sadece yayla evlerinin önünde oturup manzaranın tadını çıkarabilirsiniz. Yayla halkının sıcakkanlılığı ve misafirperverliği ise unutulmaz bir deneyim yaşamanızı sağlayacak.

Kayabaşı Yaylası’na ulaşım, Akçaabat ilçe merkezinden 16 kilometrelik asfalt bir yolla sağlanıyor. Yaylaya, Düzköy ilçesi üzerinden de ulaşım mümkün. Özel aracınızla veya toplu taşıma araçlarıyla yaylaya rahatlıkla ulaşabilirsiniz. Yaylada konaklamak isteyenler için bungalov evler ve kamp alanları bulunuyor.

Kayabaşı Yaylası’nı ziyaret etmek için en uygun zaman, Mayıs ve Ekim ayları arası. Bu dönemde yayla, yemyeşil doğası ve ılıman iklimiyle ziyaretçilerini karşılıyor. Ancak, yaylaya çıkmadan önce hava durumunu kontrol etmeyi unutmayın, çünkü yaylada hava şartları hızlı bir şekilde değişebiliyor.

Uçarsu Şelalesi

Doğa harikası Uçarsu Şelalesi, Trabzon’un Akçaabat ilçesinde, yemyeşil ormanların ve sarp kayalıkların arasında gizlenmiş bir hazine. Simba Yaylası’ndan doğan ve yaklaşık 100 metre yükseklikten dökülen bu görkemli şelale, ziyaretçilerine nefes kesen bir manzara sunuyor.

Uçarsu Şelalesi, adını çevresindeki dik kayalıklardan alıyor. Şelaleye ulaşmak için yaklaşık 1 kilometrelik bir yürüyüş parkuru bulunuyor. Bu parkur, doğanın içinde keyifli bir yürüyüş yapma imkanı sunuyor. Yürüyüş boyunca karşınıza çıkan yemyeşil bitki örtüsü, rengarenk çiçekler ve kuş sesleri, doğayla bütünleşmenizi sağlıyor. Şelaleye ulaştığınızda ise sizi karşılayan muhteşem manzara, tüm yorgunluğunuzu unutturuyor.

Şelalenin hemen yanında bulunan piknik alanında, keyifli bir gün geçirebilirsiniz. Ayrıca, şelalenin bulunduğu bölgede doğa yürüyüşleri yapabilir, fotoğraf çekebilir ve temiz havanın tadını çıkarabilirsiniz.

Uçarsu Şelalesi’ne ulaşım, Trabzon şehir merkezinden yaklaşık 30 kilometre uzaklıkta bulunan Akçaabat ilçesi üzerinden sağlanıyor. Akçaabat’tan sonra, yaklaşık 27 kilometrelik bir orman yolu sizi şelaleye ulaştırıyor.

Çamburnu Tabiat Parkı

Karadeniz’in büyüleyici doğal güzelliklerinden biri olan Sürmene Çamburnu Tabiat Parkı, yeşilin her tonunu barındıran ormanları, temiz havası ve etkileyici manzaralarıyla doğa tutkunlarının vazgeçilmez adreslerinden biri. Trabzon’un Sürmene ilçesinde yer alan bu tabiat parkı, 11 Temmuz 2011 tarihinde tescillenerek koruma altına alınmış.

Park, yemyeşil bitki örtüsü, kuş sesleri ve deniz manzarasıyla adeta bir tablo gibi. İçerisinde yer alan yürüyüş parkurları, piknik alanları ve seyir terasları, doğayla iç içe vakit geçirmek isteyenler için ideal bir ortam sunuyor. Parkın en dikkat çekici özelliklerinden biri, denize sıfır konumu ve eşsiz manzarası. Parkın flora ve faunası, Karadeniz’in tipik özelliklerini yansıtır. Zengin bitki örtüsü, çeşitli kuş türleri ve diğer yaban hayatı türleri, parkın doğal zenginliklerini oluşturur​.

Sürmene Çamburnu Tabiat Parkı, doğa yürüyüşleri, piknik, fotoğrafçılık ve kampçılık gibi çeşitli aktiviteler için de ideal bir yer. Park, özellikle doğa fotoğrafçıları için eşsiz manzaralar sunuyor.

Sürmene Çamburnu Tabiat Parkı, Trabzon şehir merkezine 55 km, Sürmene ilçesine 7 km, Rize’ye ise 35 km uzaklıkta bulunuyor. Trabzon-Rize karayolu üzerinde yer alan park, kolay ulaşılabilir bir konumda.

Çamburnu Tabiat Parkı, doğal güzellikleri, aktivite imkanları ve huzurlu atmosferiyle en gözde yerlerinden. Siz de bu eşsiz tabiat parkını ziyaret ederek, Karadeniz’in güzelliklerinin tadını çıkarabilirsiniz.

Bu Yazıyı Paylaşabilirsiniz:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir